Önce yeşil çayımı alıp, maillerim,blog ,face neyin gezindim.Sonra bir film seçtim kendime...Oscar adayı filmlerim de vardı izlenecek ama bu filmin konusu ilgimi çekti. Babaannem'in sürgün edildiği topraklarda çekilmiş , Abhazya'da...Kafkaslarda Gürcüler ve Abhazyalılar arasındaki çekişme sonucu, hasta olduğu için onlarla gelemeyen babalarını orada bırakıp annesiyle Tiflis'e göç eden Gürcü çocuğun, köyüne geri dönme çabaları,yol hikayeleri ve köyündeki karşılaştıklarının hikayesi... Antalya film festivali, Avrupa sinema ödülelri dahil olmak üzere 28 ödül almış..
Filmi izledikten sonra bir de sade kahve yaptım kendime ve bu kez de öykü dergisi ''SARNIÇ'' ı aldım elime ve Mehmet Batur'un ''Efendisiz'' adlı öyküsünü okudum... Küçükken,kızkardeşinin eteğini giyip aynada kendine bakarken,babasına yakalanıp öldüresiye dövülüp, annesi tarafından bir şeyhe emanet edilen ay yüzlü Cemal'in ve ona delicesine tutkun Remzi'nin birbirlerinden uzak hikayeleri...
Bunları yaparken aklıma Gamse'nin bir sözü geldi...- devamlı bir şeylerle uğraşmak zorundamısın bazen de öylece bak demişti:))
Öğleden sonra okey grubumla buluştum, okeyde önce üst üste üç kez açıp sonra da yerlerde süründüm heheh...
Bu akşam Hürrem gecesi...Sonrasında da ''Tanrı Daima Tedbil-i Kıyafet Gezer'' e devam...
Hayde gittim.