Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Naber

Fırıl fırıl rüzgarlı günler,geceler  yaşıyoruz,İstanbul'da...Ben her gün tüm yaz böyle geçse keşke diye dualar ediyorum:)


Geçen gün biz Kadıköy'e gitmek için dolmuş beklerken gördüğümüz bu pamuk yığını bulut,geri döndüğümüzde bu halde bekliyordu bizi


Bu ponpon gibi kabarık bulutlar ,yağmur bulutuymuş, böyle puf puf kabarık olmalarının nedeni,su buharı yüklü olmalarındanmış. Zaten gece de çok güzel bir yağmur yağdı.


Bu ponpon bulutu gördüğümüz gün Kadıköy'deydik kızlarla...Naziş,İzmir'e gideceği için biraz alış veriş yaptuk.Tabi olmazsa  olmazımız Akmar pasajı,Otantik,Alkım ve Nezih Kitapevi de bizden nasibini aldı.Sokak çalgıcıları ve şarkıcılarıyla, hiç özelliğini yitirmeyen tarihi balık çarşısıyla, Türk kahvecileri ve eskicileriyle dopdolu bir Kadıköy günü oldu yine,bizim için...

Bu ramazan ilk iki gün tuttuğum oruçda, kullandığım bir iki ilaç yüzünden fire verdim ama önümüzdeki hafta bitiyor. Ama evimizdeki ramazan havası da tam gaz devam ediyor. İftarda misafir ağırlayıp,bize yapılan davetlere icabet ediyoruz...Biz dışarda olsak da  rahat rahat eve gelip kocama şahane iftar masaları hazırlıyorum:)) E neredeyse gece yarısı iftar yapıyoruz:)) ilk akşam iftar yaparken dokuza on vardı,şimdi bir kaç dakika kısaldı  işte....

Geçen akşam Görümcem'de  dillere destan bir iftar masasındaydık...Aradaki yemekleri saymıyorum bile ama sirke ve sarımsak ilaveli bir tavuk çorbası yapmıştı,unla falan kıvamlandırmıştı ve finaldeki leylek giliği...Bundan daha önce de söz etmiştim. Niksar'da leylekler gelirken yapılırmış. Gilig hamur parçası demek,pekmezli de yapılıyor ama  biz şerbetlisini severiz ve de bol cevizli...



 (orjinali böyle sac üzerinde yapılır,ama yanmaz teflon tavanızı da kullanabilirsiniz) Açıklayıcı olması açısından görselleri buradan aldım...

Yarım paket yaş maya
1 su bardağı süt
2 adet yumurta
1,5 su bardağı un
1 fiske tuz

Yaş maya ılık sütte eritilir. Üzerine diğer malzemeler konur ve mikserle karıştırılır. Yarım saat üzeri kapaklı olarak dinlendirilir. Düz bir tavaya az yağ konur. İyice kızınca tavaya ikişer parça, oval şekilde hamur akıtılır. İki yüzü pembe kızartılır. Servis tabağına kaydırarak dizilir, üzerine pekmez gezdirilir. Ceviz serpilir.Bizimki pekmezli değil,aynı baklava şerbeti gibi şerbetli ve bol cevizli yine....


Yeni kitabım; Maya'nın Günlüğü/İsabel Allende... Dün Fenerbahçe Orduevinde deniz kıyısında yattım,okumaya başladım...Arada havuza ama çokça denize daldım:) Uzaktan yunuslar geçti, bir gün önce şamandraların iplerinden içeri girmiş ve bir kadına kafa atmış...Orada olmak isterdim ama bana kafa atmasın:)




Bu yaz tatili biraz geç yapıyoruz, gerçi Naziş kaçtı,gitti İzmir'e ama:) Geri kalan zevatın tatili, ağustos ,eylül aylarına doğru yayılacak. Aslına bakarsanız bana göre en güzel tatil ayı eylüldür. Bir Eylül ayını Bodrum'da geçirmişliğim ve tadına doyamamışlığım vardır. Kalabalıklar çekilmiş, güneş o çok yakıcılığını biraz kaybetmiştir... Tadından yenmez bir tatildi...Benim, Turgut Reis dokuma pazarında ,masa örtüsü ve plaj havlusu yerine kullanmak için aldığım peştamal,bırakmayacağımı,daha denize girilmedik koy kalmadığını anlayan kocam hadi eve dönelim demişti:)


bi de bu şarkı ne kadar güzel...Gözlerin,İstanbul İstanbul bugün derken...
TIKLAYIP dinleyin...

E hadi ben de gideyim. Güzel olsun hafta sonunuz...