Sözü uzatmayacağım.Bugün evdeydim. Kuş kanadını çırpsa rüzgarından kendini hasta hisseden kocam kendini kırgın hissettiğini söyledi, ve tüm günü yatarak geçirdi... Ben de refakatçi olarak tüm görevlerimi yaptım. Kah yemek yaptım kah okudum arada bir de film izledim...
Filmin adı ''İntihar Dükkanı'' ...İntihar etmenin yasak olduğu bir ülkede,nesiller boyu intihar malzemesi satan bir aile...Zehirler,jiletler, sicimler ,çeşit çeşit silahlar var dükkanda...Müzikal animasyon...Aynı adlı kitaptan uyarlanmış...Aman bir yetişkin animesi olduğunu unutmayın...
Yemek ise aslında bir yemek değil bir meze...Biz bu akşam kurufasulye ve pilavın yanına konuk ettik...Aman da ben bunu hergün yaparım gibi bir şey değil ama güzel,hafif ve de ,değişik,göz doldurucu...Girit kabağından yapılan bir meze bu.Siz bakmayın resimde incire benzediğine:))
Girit
kabağı haşlandı ,içi oyuldu... lor,ceviz,derotundan oluşan iç malzemeye
,kabak içleri de ilave edildi ve kabaklar dolduruldu...Pul biber ve
sızma yağ ile şenlendirildi:))
Muhteşem Yüzyılın fragmanına rastladım az önce,ödüm koptu...Yaktın bizi Meryem:))
Dedikodu nerede derseniz ayol kocamın dedikodusunu yaptım ya daha ne olsun, arada Meryem'i gösterip aslında Vahide'ye de laf çaktım :))
Hayde gittim ben.