Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

1 Ekim 2013 Salı

Ekim

Ekim yağmuruyla geldi gümbür gümbür...Hoş gelsin,hoşluklarla gelsin...
Ekim ayı bizim için hoş bir ay,çünkü içinde Naziş'in doğum günü var, Cumhuriyet Bayramı var, filmekimi var...

Bugün  önce biraz temizlik yaptım sonra görümcegillere:) çaya gittim. İki görümce bi gelin, çay içtik sohbet ettik. Bu ara hepimiz yoğun olduğumuzdan epi bir süredir görüşememiştik...Özlemişiz,konuşacak bi sürü şey birikmiş.Birlikte akşamı ettik.

Yağmur altında kısacık bir yürüyüşten sonra eve geldim.İçeri girer girmez makarna suyu koyup,şöle salçalı ,kıymalı bir spagetti yaptım...

Sonbaharla birlikte diziler de başladı... Bu akşam Çalıkuşu akşamı...Türkan Şoray'lısı, Aydan Şener'lisi derken üçüncü versiyonda çekilmeye başlandı...İlk bölümü sevdik biz, sevmeyenler hala Aydanım da Aydanım, Şenerim'de Şener'im diyenler mevcut ... Artık ,önümüze bakmak gerek ,geçti onun zamanı artık...


Size Yaban Koyunu/Haruki Murakami okuduğumu söylemiş ama hiç söz etmemiştim sanırım... En güzel kitabı bu değil söyleyeyim... Ama filme alınsa mesela severim o filmi... Müzik,kedi,fantastik öğeler Murakami'nin olmassa olmazları biliyorsunuz onlar yine var tabi... Alttan altan çalan müziğin sesini duymadan edemiyorsunuz...Bir kaç tanesini bulup dinledim ve Bing Crosby şarkısı  ile  de kitaba veda ettik...Kitabı okurken o koyun senin içine kaçsa falan demedim değil:)) Çeviri de biraz problemliydi sanırım belleten belleten dedikçe töğbeee estağfurullahh dedim ,bülten desen  nolur sanki...Kısaca konusu,bir reklam ajansı sahibi başkişimiz bir bültende pardon belletende bir dağda otlayan koyunların resmini kullanır ve başı derde girer. Artık o dağı bulmak  ve sırtında kahverengi yıldız olan koyunu bulmak zorundadır.Yoksa sonu gelmiştir. En önemli özelliği kulaklarının güzelliği olan sevgilisiyle yolculuğa çıkarlar...
Eğer hiç Murakami kitabı okumadıysanız  bence Sahilde Kafka ile başlayın...
Şimdi aklıma bir soru geldi... Kitap okuru olmak yanında bir yazarın da okuru musunuz?...Kitap çıkarsa diye bekler, çıkar çıkmaz kimseler hakkında konuşmaya başlamadan  okumak için kitapçıya koşar  mısınız? Murakami işte benim öyle yazarlarımdan biridir...
 Şimdi gitmek  zorundayım,Çalıkuşu başladı...