Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

30 Aralık 2014 Salı

En eski yılbaşından bu yılbaşına doğru

Ben bu yazıyı yazarken İstanbul'da kar yağıyor. İçim bir taraftan sevinç içinde ne güzel eskisi gibi karlı bir yılbaşı olacak diyorum bir taraftan da evsiz insanları ve sokak hayvanlarını düşünüp bir tuhaf oluyorum.
Biz yeni yılı evimizde geçireceğiz.Yaşadığımız bir çok tecrübe en iyi yılbaşının ev konseptli yılbaşı olduğunu gösterdi bize...Karı koca evliliğimizin ilk yılbaşısını  Antalya'da geçirelim dedik.Kaldığımız Otelde balo vardı ama biz şehir içinde olalım diye Antalya Şehir klübünde rezervasyon yaptırdık.Ama biz şehirde olalım derken meğer Antalyalıların çok tercih ettiği bir yeri tercih etmiş ÖzAntalyalıların arasına düşmüşüz. Geceyarısına doğru Antalyalılar birbirlerine şarkı istek yarışına girince biz öksüz gibi hissettik kendimizi oyyyyy anamın bazlamalarıııı nettik de böle bişi ettik diye gece  12 olmadan otele koştuk. Hiç olmazssa orada kimse birbirini tanımıyodu...Leylak Dalıcımı o zamanlar tanıyo olaydım keşke :) yoksa o gece klüpte var mıydınız kıs  :)


Bu yıl ilk kez hindimi kendim pişiricem...Bir sürümtarifim var.Dün akşam zeytinyağ,tereyağ,tuz ve karabiberden hazırladığım bir karışımla her tarsını ovup dolaba attım. Pınar hindi tercih ettim çünkü Tavsiye Evinde yedim çok güzel pişmişti... Yarın da içine bir büyük soğan bir dal biberiye koyup fırın torbasında 160 dercede İki saat kadar pişireceğim..Bakın iç pilav konusunda  asla taviz vermem çünkü; şahane yaparım.

Yeni yıl kartları almak da bence yılbaşının en keyifli tarafı...Sevdiklerden gelen iyi dilekler dolu kartlar. Tarifsiz bir neşe veriyor.




Ha bu arada daha önceki yazımda sözünü etmiştim size Tavsiye Melekleti sitesinin açıldığını...bendeniz de size en iyi beş mutfak filmi yazdım.De gidin okuyun yorum edin.Sizin en sevdiğiniz mutfak filmi nedir onu yazın.


http://www.tavsiyemelekleri.com/en-iyi-5-mutfak-filmi/

Benim için yılın son filmi... Yine Balkanlardan geldi... Seviyorum yav Balkan sinemasını...
Adı;Dünyanın Son Gününü Böyle Geçirdim

Eva Matei, Romanyalı bir ailenin kızıdır. O ve kardeşi Lalalilu, anneleriyle birlikte Çavuşesku diktatörlüğü zamanında hayatlarını yasaklara rağmen huzurlu bir şekilde devam ettirmeye çalışırlar. Bu ailede Çavuşesku'nun isminin söylenmesi bile yasaktır. Aile, Eva'nın polis olan komşularının oğlu ile evlenmesini istemektedir. Eva bir yandan ailesini üzmek istemezken, diğer yandan da kaçıp özgür olmayı hayal etmektedir...Biraz  dağınık bir filmdi sahne geçişleri tak tak taktı... Yani bir odadan bir odaya geçerken mesela koridor geçersiniz ya hah işte bu filmde kapıyı açıyorsunuz direk diğer odaya dalıyorsunuz :)


Benim için yılın ilk kitabı yine Leylak Dalıcımın hediyesi olan kitap olacak ama bu kez dayanadım, baştaki röportajları okudum. Yeni yılda da resimlere bakarım yeni yılım Türkan Şoray kadar güzel geçsin inşallahhhh....

Hepinize gönlünüzce geçireceğiniz tüm dileklerinizin gerçek olacağı bir yıl diliyorum...

28 Aralık 2014 Pazar

Çıktık açık alınla 33 yılda her savaştan



O karları belimize kadar çıkan kasabada senden başka tanıdığım kimse yoktu...Daha ilk gittiğimizde karla karşıladı bizi...Sen sabahları işe giderdin, ben akşama kadar kitap okur, dört biberden,iki kabaktan dolma yapardım...Akşamları karda yürüyüşler yapardık.Ben sütü pişirirken hep taşırırdım,Sonra ikimiz başında kaynayana kadar beklemeye başladık ama bu sefer de biz  konuşmaya dalar,süt ikimizin arasında  yine  de taşardı.
 Orada bir tek devlet daireleri kaloriferliydi. Ben de soba satıcısında gördüğüm kuzineye çarpılmıştım. O kadar oynadım ki onunla ama  benim evdeki yokluğumu fırsat bilip o kuzineyi kaldırmayacaktın ki görecektin neler pişirecektim daha :)

Bir gün dışardan eve geldim, baktım salonun duvarları başka renk, noluyoruz dedim hatta azıcık da korktum. Günler önce salonun duvarının rengini hiç sevmediğimi söylemiştim. Sen de benim evde olmadığımı bildiğin için boya alıp gelmiş, duvarları boyamış işe geri gitmişsin :)

 Ah o İstanbul özlemi,sırf o yüzden hiç oraya ait hissedemedik kendimizi...Bizim bütün düşlerimiz hep İstanbul' a dönmek  üzerineydi,şimdiyse İstanbuldan gitmek üzerine... İstanbul bizden hızlı değişti çünkü...Birlikte kurduğumuz hayallerin ne kadarı gerçekleşti o hayaller neydi unuttum bile... Ama en büyük hayalimiz birlikte olmaktı ve biz en büyük hayalimizin içindeyiz bin şükür...


Tamam artık hala o günlerdeki gibi genç değiliz ama Fındıkzade'de ki ev beşinci kattaydı da, hırsızlar da çala çala merdiven otomatiğimizin aksamını çalmışlardı.Yukarı çıkarken , önden gider bana çakmakla ışık tutardın... Benim o merdivende öyle çıkışımıza gülmem gelirdi, ara kattakiler kapıyı açarlardı ya,  sen benim için hala o adamsın.   Ben de; bir elinde dondurma,bir elinde çiçekler omzunda senin kolun İstiklal caddesinde  yürüyen kızım.
  Sen askerde beni özleyip tüm arkadaşlarınla plan kurdun,çitler aşıp, gelincik tarlalarından İstanbul otobüsüne koştun. Dönüşte arkadaşların seni o çitin dibinde beklerken sen otobüste rastladığın komutanın peşine takılıp garnizon kapısında elini kolunu sallaya sallaya girip arkadaşlarının yüreklerini hoplattın... Odur budur gelincikler başka bir anlamlı bizim için...Seni ziyarete geldiğimde alayın bitişiğinde gördüğüm kan kırmızı gelincik tarlaları aklımı başımdan almıştı...

Ben bir rüya gördüm,rüyamda kapı çaldı sen geldin. Ben daha o rüyayı görürken diledim evimin kapısını çalanın sen olmasını ve o rüya gerçek oldu.....

Bugün evliliğimizin 33, birlikteliğimizin 36.yılı...

İyi ki ben o gün okuldan kaçmışım,iyi ki sizin okulda o gün boykot varmış...İyi ki ama iyi ki evlenmişiz mavi gözlü yeşil parkalı çocuk...















27 Aralık 2014 Cumartesi

Tavsiye Melekleri

Dün yaklaşık bir yıldır birlikte olmaktan çok ama çok keyif aldığım ''Tavsiye Evi''nde idim..
Geçen yıl olduğu gibi bu yılda yeni yılı karşıla partisinde birlikte olduk. Artık oraya giderken çok yakın bir arkadaşımın evine gidiyormuşcasına rahat gidiyorum. 
Dün şahane bir sofra karşıladı bizi önce ...Kutu Kutu Parti hazırlamıştı herşeyi... Sonra Tavsiye Evi kurucusu Renan Tan hepimiz için ayrı ayrı seçtiği yeni yıl hediyelerimizi verdi... Valla ben hediyemden çok ama çok memnunum... Yeni yılda her sabah güne bir Nazım Hikmet şiiri ile başlayacağım. 2014'de Turgut Uyar şiirleriyle başlıyordum...2015 Nazım şiirleriyle geçecek...





TAVSİYE EVİ, YENİ YILA YENİ SİTE İLE MERHABA DEDİ!



Tavsiye Evi, yeni yıla sayılı günler kala
düzenlediği yeni yıl yemeğiyle, tavsiyemelekleri.com
sitesinin açılışını canlı yayınlanan coşkulu bir partiyle yaptı.
Tavsiye Evi’nde düzenlenen yemeğe
Tavsiyemelekleri.com yazarları ve Tavsiye Evi ekibi katıldı.


Tavsiye Evi, yeni yılı yeni bir site ve Tavsiye Melekleri’nin katıldığı özel bir yemek davetiyle karşıladı. Kurucular Renan Tavukçuoğlu ve Erdem Tavukçuoğlu’nun açılış konuşması yaptığı ve Meleklere yeni yıl hediyesi olarak bu yepyeni siteyi sunduğu yemekte, tavsiyemelekleri.com’un tanıtımı yapıldı.

Renan Tavukçuoğlu konuşmasında “Hepimiz çok heyecanlıyız. Uzun zamandır bu proje üzerinde çalışıyorduk. Meleklerimizle birlikte güçlüyüz, bu gücü daha da genişleterek büyüyeceğiz” dedi.

Erdem Tavukçuoğlu ise, “Türkiye’nin en güçlü kadın topluluğu olan sistemimizde 70.000’den fazla kayıtlı Meleğimiz var. İstedik ki bu proje ile Meleklerimiz gücüne güç katsın. Onlar bizim için çok değerli ve böyle güzel bir projeyi hak ediyorlar.“

Etkinlikte, yeni yıl hedefleri de konuşuldu. 2014’te yapılan çalışmalar hatırlandı.


Tavsiye Evi hakkında

Tavsiye Evi, ünlü markaların yeni çıkan ürünlerinin kadınlarla buluştuğu yaşayan bir evdir. Bu evde Tavsiye Melekleri olarak adlandırılan üye kadınlar, herkesten önce ürünleri deneme ve bu deneyimlerini diğer kadınlarla paylaşma imkanı bulur. Markalar bu evde hedef kitlelerine doğrudan ve samimi bir pazarlama yöntemiyle ulaşmış olurlar.

Tavsiyemelekleri.com hakkında

2014'ün son günlerinde yayına giren site; kullanıcıların forumlara katılarak bilgi ve tavsiyelerini paylaşabileceği, Melek Blogger’ların yazılarını takip edilebileceği, Uzman Melekler’le yakınlaşabileceği ve Melek Tavsiyelerinden faydalanabileceği Türkiye’nin en güçlü kadın topluluğudur.

Sosyal hesaplarını takip ederek #TavsiyeMelekleri ne daha da yakınlaşabilirsiniz.

Web sitesi için : http://tavsiyemelekleri.com/

Facebook için : https://www.facebook.com/pages/TavsiyeMelekleri/547321145374588

Instagram için : http://instagram.com/tavsiyemelekleri













25 Aralık 2014 Perşembe

2014 ENLERİ

Artık bir klasik haline gelen'' Lale'nin Bahçesi Enleri'' yazılarına geldi sıra...
Hadi dönüp bakalım neymiş bunlar...
2014'e şöyle girmişiz.
Yine 12 üzüm dizmişim ve yeni yıla gireken her üzüm tanesinde birer dilek dilemişiz... Güzel girmişiz yeni yıla...

Hemen yeni yılın ertesinde  Gamsegamse hastaneye yatmış ve ailece  bizim için yılın en endişe verici olayını yaşamışız... Enfeksiyöz mononükleöz denilen hiç duymadığımız bir virüs gelmiş Gamse2ye yerleşmiş ve bir ayını yatakta geçirmesine neden olmuş... Ama ziyaretçi kabul edemediğimiz halde dostlarımız bu ayı eğlenceli geçirebilmemiz için ellerinden ne gelirse yapmışlar. Romantik kitaplar, neşeli yastıklar, mis kokulu çiçekler yağmış evimize...


Sağlıktan başlamışken 2014 de ben de boş durmadım bol dizimi kolumu ağrıttım...Her zamanki gibi Ataletim canım benim yanımda oldu ve beni rölantiye aldı zaman zaman...

2014 yılında en beğendiğim yabancı kitap; İri Memeler Geniş Kalça

lar/Mo Yan... ''Çin Kültür Devrimi'' sırasında yaşananların halkın özellikle de köylü halkın üzüerindeki ahlaki ve ekonomik çöküntüyü dokuz çocuklu  bir ailenin üzerinden anlatıyor. Romanın baş kişisi bir anne... Mo Yan zaten kitabı annesinin ruhuna adamış. Kitabın ismi konusunda değişiklik yapılması istendiğinde de bunu reddetmiş. Kitabı çok beğendiğimi söyleyebilirim halen 600. sayfada olsam da:)) Gamsegamse kitabın kalınlığını görünce- anaaam ne kadar da söyleyecek şeyi varmış dedi:))



Bu yıl en beğendiğim Türk yazar kitabı: 41.Oda Mardin Kapı/Arzu Arınel...
Kiminin felaket dediği bazılarının kurtuluşu olabilir ya da çok sevdiğin ve de  onun tarafından da sevildiğini sandığın  adam sana şunu der. -
''Bu bir defalık hayatta herkes sadece kendine aittir sevgilim."
Bir genelev kadını Berna'nın hikayesi bu...Çocukluğundan başlayıp geneleve girdiği ve orada geçirdiği yılları kapsayan bir roman...
41.Oda: Mardinkapı gerçek bir hikayeden  kurgulanmış.  Hani masallardaki sarayların 40 odasına girmek serbesttir de 41. kapıyı açmamak gerekir ya, işte Mardinkapı o 41. kapı, da kolay kolay açılamayan bir kapıyı bir genelevin kapısını aralıyor bize... Bunu sembolize etmesi amacıyla yazarımız 41.Oda demiş.Sevgisizliğin,ekonomik koşulların,yasasızlığın,cahilliğin romanı... Ben çok beğendim.




Bir edebiyat akımının oluşumuna tanık olduğunuz bir film.... Yeraltı edebiyatına ilgi duyuyarsanız ve '''Beat Kuşağı'' nedir acep diye merak ediyorsanız işte size bu akımın doğuşunu anlatan film...''Ölesiye Sevmek''ev sinemasında izlediğim en güzel filmdi...
Sinemada izlediğim en güzel film ise Nuri Bilge Ceylan imzalı Altın Palmiye ödüllü Kış Uykusu oldu...
2014'ün katıldığım en güzel etkinliği 5 nisanda başlayan ''İstanbul Uluslar  Arası Film Festivali''galasına katılmamdı. Meltem Cumbul'un sunuculuğunu yaptığı gecede ünlü yönetmenler, film eleştirmenleri ve sanatçılarla birlikte olma fırsatı bulduk.

2014'de en sevdiğim dizi Mr Selfridge oldu...Üçüncü sezon 2015 de yayınlanacakmış,sabırsızlıkla bekliyorum...




 Naziş ile başaşa yaptığımız Akçakoca gezisi ise sanırım daha uzun yıllar unutulmayacak... Geceleri otelin balkonunda Karadeniz'in hırçın dalgalarının sesini dinleye dinleye yaptığımız sohbetler... Gündüzleri Akçakoca'yı keşfetme çalışmaları... Çok ama çok keyifliydi...


Mine Flora da biz aynı çocukluğumuzdaki gibi bahçeye dalma zevkini tattık. Ağaçtan hünnap, asmasından üzüm topladık.Bugün de  yılın en çocukça günü diye adlandırabilir belki de :)
 
2014 de de en sevdiğim kitap okuma mekanlarım Kız Kulesi karşısı ve Arkeoloji Müzesi bahçesi oldu...















Nermin ve Ece ile yaptığımız bir Gelibolu gecesi ise 2014'ün en eğlenceli gecelerinden biriydi...Roman çalgıcıyla birlikte Mihriban türküsünü kafa göz yara yara bağıra bağıra söyledim :)



En yıldızlı gece ise Zeya'nın Adalara karşı terasında yaptığımız Yıldızlar Altında gecesiydi...Biz Ebru ile yine Küçük Ayı Büyük Ayı , Samanyolu bulma telaşındaydık...

2014 de ki en keyifli güne de yine Ece ve Nermin  eşlik etmiş. Yağmur Ormanları var arka fonumuzda...
Ece ve Nermin demişken 2014 de ki en güzel seyehatimde de  de yine onlarla gerçekleştirdiğim Saroz gezisi var. Nermin'in evinde konuk olduk ve şahane iki gün geçirdik...
2014'ün en bekleneni de iki yıldır ha geldi ha gelecek diye beklediğimiz Leylak Dalı'nın İstanbul'a avdet etmesiydi :) Çok kısaydı  ama çok  da hızlıydı...İstanbul'u bir baştan bir başa geçtik neredeyse ve ben geçen gelişinde Çiya'nın bir başka yeri daha vardı deyip ilk ilk Çiya'yı aramış bulamamış  o gittikten sonra bulmuştum. Herkes o karşılıklı Çiya'ları bilir ama bir minik yeri daha vardır. Bu kez de Orhan Kemal'in evini bulamadım :)


Biri İsviçre'den biri Ankara'dan aynı anda gelip aynı güne program yapmamız gerekince Mavianne ve Asis ile buluştuğumuz gün de en şaane günlerden biri olarak kayda girsin lütfen :)Ay Ecem yine baş rolde :)

Yılın en  keyifli  mekanlarından biri de   Çamlıca DSİ oldu bizim için hafta sonları sülalece toplanıo, kah ağaçlar arasında gezdik kah lokalde oturup sohbetler edip, akşam yemeklerimizi de orada yiyip döndük

Yılın en romantik seyahatini ise karı koca yaptığımız Cunda Seyehati oluşturuyor.Çocuklarımız doğduktan sonra ilk kez bu kadar uzun bir seyahat yaptık başbaşa... 11 gün  ayrılık kızlar için çok uzundu ama  :)Zuz'da şahane ağırladı bizi...
Bu yıl aldığım en anlamlı hediyeyi ise Cancan'ım kendi elleriyle yaptı...
2014'ün benim açımdan en önemli olaylarından biri de ''İmza'' üçlemesinin son kitabı olan İmza: Ben de yer almamdı...İmza:Kızın da babama İmza: Karın da kocama derken İmza: Ben de de Zuz aldı sahneyi...
Ayrıca bu yıl ''Martı Dergisi''nde ve ''Bibliyomanyaklar'' da kitap yazıları yazmaya başlayarak yazma keyfimi tatmin ettim :)
Bu yıl bizim evdeki en kalabalık gün kuşkusuz Kurban Bayramındaydı...Dilerim hep böyle keyifli kalabalıklar olsun...

Bizim aile için en önemli en güzel haber ise yıl sonuna doğru geldi.Ve kardeşim Metin dede oldu...Yeğenim Burcu'nun Doruk'u dünyaya merhaba dedi...

Bu yıl Türkiye açısından çok keyifli değildi...
Yüreklerimize kömür karası gibi çöken  Soma Maden faciasını yaşadık...Yine faili meçhuller, rüşvet skandalları hiç gündemden düşmedi.Adalet  bir türlü sınıfı geçemedi...Demeokraside yine yaya kaldık, trafik kazalarında birinciliği dünyada  hiç bir ülkeye kaptırmadık.
Biz sıcak yataklarımızda uyurken bir baba çocuğunun cesedini sırtına aldığı heybesinde taşıdı...
Neyseki eli öpülesi Kıymet Teyzeler de vardı... Belediye başkanı gelip parkın yıkılmayacağına, ağaçların kesilmeyeceğine söz verene kadar iş makinesinin önünden kalkmadı...

2015'de yine Zuz'la ayaklarımı böyle uzatsam denize, Bu senenin planları içinde olan adı şimdilik bizde saklı olan projemiz hayata geçse...Tüm dünyada iyilik çok ama çok moda olsa... Çok kitaplı çok filmli, çok gezmeli, çok sağlıklı ,bolluk bereket içinde herkesin ama herkesin gönlünce bir yıl olsa 2015... Olsa ne olur kadı günah mı yazar...Olsun o zaman...