Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

30 Nisan 2014 Çarşamba

Ben bir küçük cezveyim köşe bucak gezmeyim:))

Ay ne şahane bir gündü dünkü gün:)Sabah 10 gibi çıktım evden. Vapurla Eminönü'ne geçtim. Vapurda  kitabımı açtım ama  bir iki sayfa ancak okuyabildim. Karşımda oturan kadınların zeytin yapımı sohbetleri yüzünden bir türlü kendimi veremedim. Ama olsun karlı çıktım. Sele zeytin ve salamura zeytin nasıl yapılır öğrendim. Bu yıl zeytinini kendi yapmayan öle olsun...
 Kadıköy İskelesinde önce Ecemkuşumla buluştuk. Biraz  sonra da Nermin arabayla iskele alabanda yaptı yanımıza ve hemen atladık arabaya veeee Ecem ve Nermin ile her saniyesi ayrı güzellikte bir gün geçirdik.
Güne karnı tok sırtı pek  başlamak için ilk olarak soluğu Bozdoğan Kemeri dibindeki Siirt Şeref Büryan Salonunda aldık.Biz yani nermin ile ben, büryanlarımızı yerken bir taraftan da mumbar dolmasına yumulunca Ece bizden tarafa bakmamaya çalışarak hanımcık canımcık büryanını yedi:))
 


Üstüne de limonlu çaylarımızı içtik ve bundan sonrasında kendimizi Nermin'e emanet ettik.


 Nermin benim teeee liseden arkadaşım. Burada çokça sözü geçmiştir zaten.Ben tüm sevdiklerim de birbirini sevsin isterim ve de genelde de öyle olur. Cunda tatilimiz sırasında tanışan Ece ve Nermin de birbirlerini pek sevdiler hatta zaman zaman benden daha çok eğlendiler:)))

''Fatih Kadınlar Pazarın'' daki ilk durağımızdan ayrılıp Florya'ya yollandık. ''Florya Sosyal Tesisleri''nde kahve tatlı molası verdik. Nermin buradaki kadayıfı mutlaka tatırmak istedi bize... Ama restoranda sadece tatlı servisi yapmıyormuş. Ama bizim kız,sen git müdüre şehir dışından misafirlerim geldi, yemeğimizi başka yerde yemiştik buranın tatlısından da mutlaka ikram etmek istiyorum demiş. Müdür de hay hay demiş... Kadayıf da kadayıftı hani, sanki kavrulmuş fıstıklar arasına serpiştirilmişti. Yolunuz oralara düşerse mutlaka tadın...Hem de yeşillikler ,ağaçlar arasında, deniz kıyısında miss gibi gezinin...
 
 

 
Tatlı,kahve, yeşil alanda yürüyüş derkennnn programın sonraki aşamasına geçmek için bu kez'' Florya Akvaryum''a  gittik.Biz otomobille sahil yolunu takip ederek ulaştık ama toplu taşıma içinde ''Eminönü''nden kalkan Küçükçekmece otobüsleri geçiyormuş.İçinde
''Dünyanın En Büyük Tematik Akvaryumu
Dünya denizlerinde yaşayan balık türlerinin içinde bulunduğu, kendi türündeki akvaryumlarla kıyaslandığında; gezi güzergahı, temalandırma, interaktiflik, yağmur ormanı ve yeni nesil teknolojisiyle dünyanın en yenisi...

Ziyaretçiler, coğrafi bir rotayı takip ederek Karadeniz ile başlayan ve Pasifik’e kadar uzanan toplam 16 tema ve 1 adet yağmur ormanından oluşan güzergahta yolculuk yapmaktadırlar.''





 






(

 (Buz Dağının üstünde özellikle ''lütfen dokunun ''yazıyor)
Ben en çok yağmur ormanı bölümünü sevdim ama daha ormana adımımı atar atmaz ilk gördüğüm şey o kocaman uzun şey olmasaydı. Birden neredeyse iki metre havaya zıpladım. Sonrasında acaba başka yerlerde de var mı diye biraz tedirgin dolaştım. o ara nasıl yaptıysam  fotoğraf makinesini film moduna almışım. Bir türlü  halledemedim. Sonra bir baktım Koreli bir çift ellerinde benim makineye benzer bir makine habire fotoğraf çekiyorlar. Ben yanlarına gidince resmimizi çek anladılar,picture picture dediler. Ben de o şahane İngilizcemle no nooo picture... Foto mod make please  dedim. Gülmeyin yav daha geçen gün CMYLMZ bile sizin konuştuğunuz İngilizceyi İngilizler bile konuşmuyo lütfen yani,komik olmayın demişti:))


Akvaryum içinde iki saate yakın kalmışız haberimiz yok. Yavaş yavaş ''Menekşe'' tarafına geçelim dedi kaptanımız Nermin ve arabaya binip, sahilden ''Menekşe''ye ulaştık. Menekşenin benim hafızamda renkli anıları vardır. Plajıyla, kampingleriyle.  Alarga Balık Lokantasına kurulduk. Balığımız,çeşit çeşit mezelerimiz ve bol muhabbetimizle akşam ettik.





 Şimdi kitabım ,filmim var sözü edilecek ama bu muhabbetin üstüne gitmez sonraya bırakalım...