Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

2 Mayıs 2014 Cuma

pazartesi kılıklı cuma gününden

Dün tatil olunca  hafta içinin son günü olan cuma ilk gün pazartesi kılığına girdi, bugün...

Biz dün ayile boyu evdeydik. Bir tek akşam saatlerine doğru Gamze firar etti ve Üsküdar'da benim yerime gidip ,ayaklarını denize uzattı...Ha Naziş'de bir ara Üsküdar'a gidip geldi. Onun dışında börekli çörekli oturduk.Börek dedimse hazır ıspanaklı tepsi böreğini sadece fırına koydum:)) Akşam kandil helvamızı da Gamsegamse yapınca ben baya bi hazıra konmuş gibi oldum...Yalnız benim tarifi de yabana atmamak gerek,tam uyulursa hayatında hiç helva yapmamış bırakın yapmayı gelip bir kere karıştırmamış Gamsegamse'ninki gibi şahane bir helva yapılır..Hatta iki kaşık arasında şeklini bile o verdi... un helvası tarifi tık...






İhmal ettik bu ara iki filmim var size ikisini de tavsiye ederim. İlki -Paris'te bir hafta sonu- Orta yaşlarını bir hayli geçmiş  Londra'lı karı kocanın  Paris'te geçirdikleri bir hafta sonunda ilişkilerini de gözden geçirmelerini anlatıyor. İstanbul Film Festivalinde gösterime girmişti bizde...






İkinci filmim bir animasyon. Artık kaybolmaya yüz tutan  bir gösteri sanatı sihirbazlığı icra eden bir sihirbaz bir akşam sahnesini bir rock grubuna kaptırır ve işinden kovulur. Yolu İskoçya'nın bir köyündeki  bir bara düşer. Gösterisini gerçek sanan barın temizlikçisi ona aşık olur ve peşine düşer.





Kitabım ise bir komik macera sonucu bana gelen; Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer/Hüsnü Arkan...Leylak Dalıcıma; Sana göndereceğim kitabı sen seç demiştim ve O da bunu seçmiş,gönderdiğimde de okumuş, beğenmişti... Sonra ,aylar sonra hatta  tadilat yapaılırken bir de bakmış ki bu kitabı o da almış ve unutmuş. İşte o kitap da bana geldi:))Al gülüm ver gülüm olayı yani...


 (yüzbaşı olarak katıldığı Sarıkamış  Muharebesi'nde ruslar'a esir düşen ve rusya'da geçirdiği uzun yıllar sonra doğduğu istanbul'a 12 eylül 1980 darbesi öncesinde bir "büyükdede" olarak dönen abdülhalim bey'in hikayesini anlatıyor) 




 





 Ben şimdiye kadar okuduğum tüm Hüsnü Arkan kitaplarını beğendim. O yüzden bunu da gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum. Hem de bugünler de ille de okuyun diyeceğim bir kitap çıkmamışken karşıma...









Geceleri radyo tiyatrosu dinlediğimi biliyorsunuz. İki gecedir Puşkin'in ''Yüzbaşının Kızı''nı dinliyorum. Bulduğum radyotiyatrosu.org sitesinden. Yüzlerce seçenek var,iyi güzel de abi nerde o eski seslendirmeciler hele ben Müşfik Kenter, Şener Şen, Yıldız Kenter ve Şükran Güngör seslendirmeli radyo tiyatrolarına alışmışken... Burada seçenek çok,çok ünlü eserler var ama bazıları sanırsınız ilkokul müsameresi... Ne yapalım koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi denirmiş.


Hayde gideyim ben daha ne duruyorum burada:))
,