Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

25 Aralık 2014 Perşembe

2014 ENLERİ

Artık bir klasik haline gelen'' Lale'nin Bahçesi Enleri'' yazılarına geldi sıra...
Hadi dönüp bakalım neymiş bunlar...
2014'e şöyle girmişiz.
Yine 12 üzüm dizmişim ve yeni yıla gireken her üzüm tanesinde birer dilek dilemişiz... Güzel girmişiz yeni yıla...

Hemen yeni yılın ertesinde  Gamsegamse hastaneye yatmış ve ailece  bizim için yılın en endişe verici olayını yaşamışız... Enfeksiyöz mononükleöz denilen hiç duymadığımız bir virüs gelmiş Gamse2ye yerleşmiş ve bir ayını yatakta geçirmesine neden olmuş... Ama ziyaretçi kabul edemediğimiz halde dostlarımız bu ayı eğlenceli geçirebilmemiz için ellerinden ne gelirse yapmışlar. Romantik kitaplar, neşeli yastıklar, mis kokulu çiçekler yağmış evimize...


Sağlıktan başlamışken 2014 de ben de boş durmadım bol dizimi kolumu ağrıttım...Her zamanki gibi Ataletim canım benim yanımda oldu ve beni rölantiye aldı zaman zaman...

2014 yılında en beğendiğim yabancı kitap; İri Memeler Geniş Kalça

lar/Mo Yan... ''Çin Kültür Devrimi'' sırasında yaşananların halkın özellikle de köylü halkın üzüerindeki ahlaki ve ekonomik çöküntüyü dokuz çocuklu  bir ailenin üzerinden anlatıyor. Romanın baş kişisi bir anne... Mo Yan zaten kitabı annesinin ruhuna adamış. Kitabın ismi konusunda değişiklik yapılması istendiğinde de bunu reddetmiş. Kitabı çok beğendiğimi söyleyebilirim halen 600. sayfada olsam da:)) Gamsegamse kitabın kalınlığını görünce- anaaam ne kadar da söyleyecek şeyi varmış dedi:))



Bu yıl en beğendiğim Türk yazar kitabı: 41.Oda Mardin Kapı/Arzu Arınel...
Kiminin felaket dediği bazılarının kurtuluşu olabilir ya da çok sevdiğin ve de  onun tarafından da sevildiğini sandığın  adam sana şunu der. -
''Bu bir defalık hayatta herkes sadece kendine aittir sevgilim."
Bir genelev kadını Berna'nın hikayesi bu...Çocukluğundan başlayıp geneleve girdiği ve orada geçirdiği yılları kapsayan bir roman...
41.Oda: Mardinkapı gerçek bir hikayeden  kurgulanmış.  Hani masallardaki sarayların 40 odasına girmek serbesttir de 41. kapıyı açmamak gerekir ya, işte Mardinkapı o 41. kapı, da kolay kolay açılamayan bir kapıyı bir genelevin kapısını aralıyor bize... Bunu sembolize etmesi amacıyla yazarımız 41.Oda demiş.Sevgisizliğin,ekonomik koşulların,yasasızlığın,cahilliğin romanı... Ben çok beğendim.




Bir edebiyat akımının oluşumuna tanık olduğunuz bir film.... Yeraltı edebiyatına ilgi duyuyarsanız ve '''Beat Kuşağı'' nedir acep diye merak ediyorsanız işte size bu akımın doğuşunu anlatan film...''Ölesiye Sevmek''ev sinemasında izlediğim en güzel filmdi...
Sinemada izlediğim en güzel film ise Nuri Bilge Ceylan imzalı Altın Palmiye ödüllü Kış Uykusu oldu...
2014'ün katıldığım en güzel etkinliği 5 nisanda başlayan ''İstanbul Uluslar  Arası Film Festivali''galasına katılmamdı. Meltem Cumbul'un sunuculuğunu yaptığı gecede ünlü yönetmenler, film eleştirmenleri ve sanatçılarla birlikte olma fırsatı bulduk.

2014'de en sevdiğim dizi Mr Selfridge oldu...Üçüncü sezon 2015 de yayınlanacakmış,sabırsızlıkla bekliyorum...




 Naziş ile başaşa yaptığımız Akçakoca gezisi ise sanırım daha uzun yıllar unutulmayacak... Geceleri otelin balkonunda Karadeniz'in hırçın dalgalarının sesini dinleye dinleye yaptığımız sohbetler... Gündüzleri Akçakoca'yı keşfetme çalışmaları... Çok ama çok keyifliydi...


Mine Flora da biz aynı çocukluğumuzdaki gibi bahçeye dalma zevkini tattık. Ağaçtan hünnap, asmasından üzüm topladık.Bugün de  yılın en çocukça günü diye adlandırabilir belki de :)
 
2014 de de en sevdiğim kitap okuma mekanlarım Kız Kulesi karşısı ve Arkeoloji Müzesi bahçesi oldu...















Nermin ve Ece ile yaptığımız bir Gelibolu gecesi ise 2014'ün en eğlenceli gecelerinden biriydi...Roman çalgıcıyla birlikte Mihriban türküsünü kafa göz yara yara bağıra bağıra söyledim :)



En yıldızlı gece ise Zeya'nın Adalara karşı terasında yaptığımız Yıldızlar Altında gecesiydi...Biz Ebru ile yine Küçük Ayı Büyük Ayı , Samanyolu bulma telaşındaydık...

2014 de ki en keyifli güne de yine Ece ve Nermin  eşlik etmiş. Yağmur Ormanları var arka fonumuzda...
Ece ve Nermin demişken 2014 de ki en güzel seyehatimde de  de yine onlarla gerçekleştirdiğim Saroz gezisi var. Nermin'in evinde konuk olduk ve şahane iki gün geçirdik...
2014'ün en bekleneni de iki yıldır ha geldi ha gelecek diye beklediğimiz Leylak Dalı'nın İstanbul'a avdet etmesiydi :) Çok kısaydı  ama çok  da hızlıydı...İstanbul'u bir baştan bir başa geçtik neredeyse ve ben geçen gelişinde Çiya'nın bir başka yeri daha vardı deyip ilk ilk Çiya'yı aramış bulamamış  o gittikten sonra bulmuştum. Herkes o karşılıklı Çiya'ları bilir ama bir minik yeri daha vardır. Bu kez de Orhan Kemal'in evini bulamadım :)


Biri İsviçre'den biri Ankara'dan aynı anda gelip aynı güne program yapmamız gerekince Mavianne ve Asis ile buluştuğumuz gün de en şaane günlerden biri olarak kayda girsin lütfen :)Ay Ecem yine baş rolde :)

Yılın en  keyifli  mekanlarından biri de   Çamlıca DSİ oldu bizim için hafta sonları sülalece toplanıo, kah ağaçlar arasında gezdik kah lokalde oturup sohbetler edip, akşam yemeklerimizi de orada yiyip döndük

Yılın en romantik seyahatini ise karı koca yaptığımız Cunda Seyehati oluşturuyor.Çocuklarımız doğduktan sonra ilk kez bu kadar uzun bir seyahat yaptık başbaşa... 11 gün  ayrılık kızlar için çok uzundu ama  :)Zuz'da şahane ağırladı bizi...
Bu yıl aldığım en anlamlı hediyeyi ise Cancan'ım kendi elleriyle yaptı...
2014'ün benim açımdan en önemli olaylarından biri de ''İmza'' üçlemesinin son kitabı olan İmza: Ben de yer almamdı...İmza:Kızın da babama İmza: Karın da kocama derken İmza: Ben de de Zuz aldı sahneyi...
Ayrıca bu yıl ''Martı Dergisi''nde ve ''Bibliyomanyaklar'' da kitap yazıları yazmaya başlayarak yazma keyfimi tatmin ettim :)
Bu yıl bizim evdeki en kalabalık gün kuşkusuz Kurban Bayramındaydı...Dilerim hep böyle keyifli kalabalıklar olsun...

Bizim aile için en önemli en güzel haber ise yıl sonuna doğru geldi.Ve kardeşim Metin dede oldu...Yeğenim Burcu'nun Doruk'u dünyaya merhaba dedi...

Bu yıl Türkiye açısından çok keyifli değildi...
Yüreklerimize kömür karası gibi çöken  Soma Maden faciasını yaşadık...Yine faili meçhuller, rüşvet skandalları hiç gündemden düşmedi.Adalet  bir türlü sınıfı geçemedi...Demeokraside yine yaya kaldık, trafik kazalarında birinciliği dünyada  hiç bir ülkeye kaptırmadık.
Biz sıcak yataklarımızda uyurken bir baba çocuğunun cesedini sırtına aldığı heybesinde taşıdı...
Neyseki eli öpülesi Kıymet Teyzeler de vardı... Belediye başkanı gelip parkın yıkılmayacağına, ağaçların kesilmeyeceğine söz verene kadar iş makinesinin önünden kalkmadı...

2015'de yine Zuz'la ayaklarımı böyle uzatsam denize, Bu senenin planları içinde olan adı şimdilik bizde saklı olan projemiz hayata geçse...Tüm dünyada iyilik çok ama çok moda olsa... Çok kitaplı çok filmli, çok gezmeli, çok sağlıklı ,bolluk bereket içinde herkesin ama herkesin gönlünce bir yıl olsa 2015... Olsa ne olur kadı günah mı yazar...Olsun o zaman...