Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

16 Ocak 2015 Cuma

Lale'nin Bahçesi 9 yaşında

Bundan tam 9 yıl önce Naziş  ile bilgisayarın karşısına oturmuş internette bir şeylere bakıyorduk. Okulu yeni bitmiş,İzmir'den dönmüştü. -Bak anne, ben İzmir'deyken bu blogdan yemek tarifleri bakıyordum dedi.  Blog da ne ki dedim. O da anlattı,sana da çalım dedi. Ay ben ne yazacağım ki dememe kalmadan iki dakikada blogu açtı ve adı ne olsun dedi. O an neden aklıma bahçeli bir isim geldi bilmiyorum. Sanırım  dünyayı kendi bahçem sanmamdan dolayı olabilir:)

Daha bugün Zuz ile yolda yürürken; Blog açmak ,hayatımda yaptığım en iyi şeylerden biri dedim ve o da kesinlikle çok haklısın dedi. Blog dünyasının benim hayatıma kattığı renkler saymaya kalksam sayılmaz.Hayatıma bu sayede giren insanlar hayatta en vaz geçemediklerim arasındalar. Her şehirde ,dünyanın her yerinde  arkadaşlarım, dostlarım var. Lale gördüğünde aklına bir çiçek değil ben gelenler var. Canım acıdığında canı acıyanlar, benim için sevinenler, endişelenenler var. Dünyada bundan daha büyük bir zenginlik düşünemiyorum.

 Dokuz yıldır bu blog yollarında hala birlikte yürüdüğüm, bana canı yürekten Lalem diyen, gerçek bir ablasıymışım gibi Lale Ablam diyenler var.

Aldığım her yorum beni hala çok heyecanlandırıyor.Umarım birlikte daha çok kitaplar okur, filmler izler, yemekler pişirir daha çok yollar  yürür yeni mekanlar keşfederiz....
.Bana kattığınız her şey için bu dokuz koca yılda hep yanımda olduğunuz için hepinize tek tek binlerce kez teşekkür ederim.