Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

Bizim Evin Orta Yeri Sinema

 Annem de Babam da  sinemayı  çok severlerdi... O yüzden izlemediğimiz film pek olmazdı... Vizyona giren  film hemen izlenirdi. Dedemin biz çok küçükken Amerika'dan getirdiği film makinasının da  katkısı büyük tabi bu konuda. Geceleri  Annem hemen beyaz bir çarşaf gererdi duvara, Babam makinayı çalıştırır ve Şarlooo... Büyülenmiş gibi izlerdik.
 Buraya ilk koyacağım film kuşkusuz ki Parkta Çıplak Ayaklar... Bir Robert Redford ve   Jane Fonda filmi...   Yedi ya da sekiz yaşında izlemiştim işlk kez. Şimdi bakıyorum da o yaşta bir çocuğun neden hoşuna gitmiş bu kadar anlamıyorum. Ama hep öyle bir çatı katı evim  olmasının hayalini kurardım yatağa yatar yatmaz. Neyse ki sonra çatı katlı bir evim oldu...
Jane Fonda daha sonraki protest  hareketleri ile yine  ilgimi çekti , Robert Redford ise tüm zamanların yakışıklılarından biri hala....

Bay Doğru Robert Redford'ın yeni eşi Jane Fonda hayatı hep eğlenceli yönünden görmek istemektedir. Balayının sarhoşluğu yerini beşinci katta bir evde düzen kurmakla ilgili gerçeklere bıraktığında evlilik harmonisi de uyumunu komik bir şekilde kaybetmeye başlar. Kayınvalide periyodik olarak şikayet etmektedir. Üst kattaki orta yaşlı Lothario sık sık ortaya çıkmaktadır. Sevinçler zaman zaman yerini kedere bırakmaktadır


Ölü Ozanlar Derneği

Bir film   izledim hayatım değişti  demem gerekseydi bu filmi derdim... Çünkü bu filmde ben  hayır diyebilmeyi gerekli yerde temkinli olabilme özelliğini kazandım. Bir şeye atlamadan önce bi düşün dur nefes al  mesela...

Dead Poets Society


Tür : Dram
Yönetmen : Peter Weir
Senaryo :
Tom Schulman
Görüntü Yönetmeni : John Seale
Müzik : Maurice Jarre
Yapım : 1989, ABD , 128 dk.

Oyuncular

Robin Williams (John Keating) , Robert Sean Leonard (Neil Perry) , Ethan Hawke (Todd Anderson) , Josh Charles (Knox Overstreet) , Gale Hansen (Charlie Dalton) , Dylan Kussman (Richard Cameron) , Allelon Ruggiero (Steven Meeks) , James Waterston (Gerard Pitts) , Norman Lloyd (Bay Nolan)
1950'lerin Welton Akademisi ciddi, disiplinli ve akademik çevrelerde saygınlığı yüksek olan bir okuldur. Okul yönetiminin muhafazakar ve ortodoks tavırları okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir yer haline getirmektedir. Fakat yeni İngilizce öğretmeni John Keating'in okula atanmasıyla çok şey değişecektir...

Keating öğrencilerine ders kitaplarını yırtıp atmalarını, kalıplaşmış düşünce şekillerinden uzaklaşmalarını ve hayatlarını dolu dolu yaşamalarını öğütlemesiyle okulun statükocu tavrına son derece zıt bir profil çizmektedir. Öğrencilerini şiir ve nitelikli edebi yapıtlarla tanıştıran Keating onların pek çoğu üzerinde derin bir etki yaratır ve onların geleceğe dair hayallerinin şekillenmesini sağlar.

Elbette Keating'in yaklaşımının okul yönetimi tarafından farkedilmesi ve üstüne gidilmesi uzun sürmeyecektir. Fakat okul müdürü Nolan Keating'i okuldan uzaklaştırma kararı aldığında hayatlarını değiştirdiği öğrencileri Keating'i savunmak için harekete geçerler.

1989'da dört dalda Oscar'a aday olan Ölü Ozanlar Derneği, Tom Schulman'a En İyi Senaryo ödülünü getirmişti.
 Ramen Girl

 İnsanı   tadını bilsede bilmese de    acilen ramen yemesi gerektiğine inandıran bir film. Yine bir azmin zaferi olayı... bir çok Amerikan filminde olduğu gibi. Benim  bir şikayetim yok umut aşılıyor bu tür filmler...
Britany Murpy-nin oynadığı film. Sevgilisi O'nu Tokyo da terkedip , yalnız bırakınca hemen evin karşısındaki bir Ramen  dükkanında Ramen ustası olmaya karar veriyor Ama ramen , japonlar için sadece bir yemek değil, ruhunla da pişmen gerekiyor o pişerken ...

Kasabanın Yenisi
Film Açıklaması: Lucy Hill, Miami’de yaşayan hırslı ve başarılı bir yöneticidir. Açık ayakkabılarını, üstü açık arabalarını seven bu kadın, bir o kadar şirkette de yükselmeyi seviyordur. Bir şirket toplantısında, şirketin yaptığı yatırımlardan birinin daha iyi değerlendirilmesi için geçici bir süreliğine uzaklardaki bir kasabaya birinin gitmesi gerektiği tartışılırken, Lucy bunu yükselmek için büyük bir şans olarak değerlendirip göreve atlar. Bu yer değişikliği beraberinde zorluklar da getirse, orası Lucy’nin hayatının anlamını keşfetme ve rüyalarının adamıyla tanışma fırsatını da doğuracaktı
Renée Zellweger'in bir filmi, Britney  Jones gibi bir film beklentisine girmeden izleyin... hafif , eğlenceli çok bilindik bir hikaye...

  THE BRİGHT STAR- PARLAK YILDIZ
Muhteşem doğa manzaralarıyla bezeli bu romantik film, 1818 yılında, Londra’nın dışında geçiyor. 23 yaşındaki şair Keats, genç komşuları Fanny Brawne’la gözlerden ırak bir ilişkiye girer. Birbirlerine bağlılıkları güçlenir, aşkları alevlenirken bazı engelleri aşmaları gerekir: Fanny’nin annesi, Keats’in en yakın arkadaşı Brown ve genç şairin amansız hastalığı…
Altın Palmiye sahibi tek kadın yönetmen olan Oscarlı yönetmen Jane Campion’ın yeni filmi BRIGHT STAR, yönetmenin en iyi filmi olmaya da aday gösteriliyor. 25 yıllık hayatına 3 şiir kitabı sığdırmayı başarmış olan ve veremden ölen ünlü İngiliz şair John Keats’in yaşamının son yıllarını ve bu esnada moda öğrencisi Fanny Brawne’la yaşadığı aşkı anlatan film 2009 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye adayı oldu
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))